Oldtimer - Klasik Okuma Grubu discussion

Ben de devam ediyorum okumaya. Hem yorulmamak, hem de süreyi uzatmak için her ay bir kitabı okuyacak şekilde plan yapmıştım. Keşke seri daha da uzun olsaymış. Kaptırdım, ayrılmak istemiyorum. Mahpus'u okudum bu ay. Albertine Kayıp ile devam etmek istedim aslında ama gerçekten bitirmek istemedim seriyi. Sayfa sayıları da azalıyor ileriki ciltlerde.

Tuğçe wrote: "Ben de devam ediyorum okumaya. Hem yorulmamak, hem de süreyi uzatmak için her ay bir kitabı okuyacak şekilde plan yapmıştım. Keşke seri daha da uzun olsaymış. Kaptırdım, ayrılmak istemiyorum. Mahpu..."

Tuğçe çok hızlısın gerçekten imrendim sana :)

Aslı wrote: ""Bir yandan ise kitapları okumak beni yorduğu gibi grupta okunan diğer kitaplara yetişmeme de engel oluyor maalesef çünkü çok vaktimi alıyor."

Sizinle tamamen aynı durumdayız Tuğba. Ben şöyle bir..."

Güzel bir öneri Aslı, ben de öyle yaptım açıkçası :)

Grubun Houston, Houston Duyuyor Musun? okumasına katıldım ve şimdi de bir psikoloji kitabı okuyorum. Ve şunu fark ettim, Proust'u özlemişim :) Gerçekten Proust'la ilişkim benim için komplike bir hal aldı. Özellikle ikinci kitapta yorulduğum için uzun bir ara vermekten çekiniyordum fakat yaklaşık bir hafta sonra Guermantes Tarafı'na başlamak için bir sabırsızlık duydum. Şu an okuduğum kitap biter bitmez üçüncü kitaba başlayacağım.

Tuğçe wrote: "Ben de devam ediyorum okumaya. Hem yorulmamak, hem de süreyi uzatmak için her ay bir kitabı okuyacak şekilde plan yapmıştım. Keşke seri daha da uzun olsaymış. Kaptırdım, ayrılmak istemiyorum. Mahpu..."

Ne güzel planlamışsın Sevgili Tuğçe...keşke grupça aynı planı yapabilseydik. Ben de çok istedim ama en baştaki plan gözümü korkuttu sonra grupta sessizlik oldu derken benim hayatım daha bir yoğun oldu ve maalesef başlayamadım :(

Ben de yeni yılla beraber her ay bir kitap şeklinde planlayayım bari :) Beni bu kadar motive ettiğin için sana yürekten teşekkür ederim :)

Çok sevindim Zeynep motive olmana. Hayatın yoğunken okumamakla bana kalırsa iyi etmişsin, tadını çıkartarak daha sakin zamanda okumak eminim daha keyifli olur :)

Tuğba, hızlı değilim çok aslında. Benim tatil zamanlarıma denk geldi, o nedenle normale göre hızlı ilerlemişim gibi oldu.

Herkesin aynı anda okumamasına iyi yanından bakalım, uzun soluklu bir macera olur hepimiz için. Başlık açık nasıl olsa :)

“Çünkü ölüme hazırlanan, kozasına çekilen yaşlıların o her şeyden vazgeçişleri, halamda da -genellikle görüldüğünden daha genç bir yaşta- başlamıştı; bu olgu, uzayan hayatların sonlarında, birbirine büyük bir aşkla bağlanmış eski sevgililerin, en yoğun manevi bağları kurmuş dostların arasında bile gözlenir; bir noktada, birbirlerini görmek için gerekli yolculuğu ya da evden çıkışı yapmaktan vazgeçerler, yazışmaz olurlar ve bu hayatta bir daha görüşmeyeceklerini bilirler.”24.baskı, sf 136, Swann’ların Tarafı

Guermantes Tarafı’nın sonlarına yaklaşıyorum ve bu kitapta Proust’a ve seriye oldukça ısındım. İlk kitap yazarla ilk karşılaşmam olduğu için ve ikinci kitapta da kişisel nedenlerden dolayı okumamın yeterince verimli olmadığından hayıflanıyordum fakat Guermantes Tarafı’nı okurken “iyi ki devam etmişim” dedim.

Öncelikle ilk iki kitaptaki kadar betimleme olmaması beni biraz rahatlattı. Her ne kadar Proust’un betimlemelerini diğer yazarlarınkinden ayrı tutsam da bir miktar yorduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Bu kitapta betimlemelerin çok yerli kullanıldığını düşünüyorum hatta biraz daha fazla olabilirmiş.

Bir de kimi yorumlarda, kitapta çok fazla karakter olmasından ve kitabın “sosyete dedikodularıyla” geçtiğinden dolayı kitabı pek sevmediklerini belirtmiş bazı okuyucular. Fakat benim sevdiğim tam da bu “dedikodular” oldu. Açıkçası kitaba biraz dinamik kattığını ve dönemin insanlarını anlamak için güzel diyaloglar olduğuna inanıyorum.

Kitabı bitirdikten sonra kitaptan en beğendiğim bir kaç alıntıyı toplu halde paylaşacağım :)

Guermantes Tarfı’nı bitirmeme son 50 sayfa kala üstteki yorumumu revize etmek istiyorum. Denilenler çok haklıymış arkadaşlar, başlarda aristokrat aileleri tanımak ve diyaloglara şahit olmak heyecan verse de Guermantes düşesi’nin evinde, sofrasında geçen o yemek çok yorucuydu. Özellikle de markiz, kont, dük gibi sıfatların spesifik olarak hangi kişiler için kullanıldığını bilmeyen beni baya zorladı. Bir de herkesin birbirinin “kuzeni” ve “kuzini” olmasını bir türlü anlayamadım. Anlayamadığım ve kaybolduğum pek çok aile ilişkisi oldu. Zaten ben, hali hazırda bu aile şecerelerini hiç takip edemem (kitaptan bağımsız kendi yeteneksizliğim) o yüzden baya yoruldum ama son düzlükte olmamın verdiği heves ve heyecanla kitaba daha sıkı tutunuyorum.

İlk iki kitaptaki edebi tatı bu kitaptan alamadım ki okuyan birçok kişide aynı şekilde şikayetçi olmuş. Yine de okuması keyifli bir kitaptı ve seriye devam edeceğim.

Bitti :( Bittiğine üzülerek bıraktım elimden son kitabı. İlk 2 kitabı yıllaaar önce okumustum, belki onlara geri dönerim diye teselli ediyorum kendimi. Kocaman bir eser, okumak için bile ne kadar uzun süreye yayarak plan yaptık. Arkasındaki emeği düşündükçe, elimde olmadan acaba hakkını verebildim mi diye sorguluyorum kendimi. Çeviri konusunda çok,çok,çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Roza Hakmen mükemmel bir iş çıkartmış bence.

Son kitap Yakalanan Zaman'da edebiyat ve roman yazarlığı üzerine de epey fikir üretilmiş. Günümüzde, edebiyatın bile neredeyse seri üretime dönüp hızlı tükeltildiği bir dönemde, bu kısmı okumak düşündürücü olabilir. Bu konuda, yazarın kendi standartlarına göre kısacık olan bir cümlesi biraz da özetlemiş düşüncelerini sanki: "Kaydetmekten ibaret olan edebiyatın bir değeri olamaz."
Bu bölümleri okurken yazarın, hayatta olsaydı günümüz edebiyatı ve yaratıcı yazarlık atölyeleri hakkında oluşabilecek fikirlerini merak ettim. Keşke onları da okuyabilseydim. :)

Altı çizilen ya da not edilen çok cümle vardır. Bu başlık hep aktif kalabilir bence :)

"..fakat kendi huzurumuzu etkileyen şeyleri katlayıp etkilemeyenleri küçülten öyle bir ters orantı mevcuttur ki, tanımadığımız milyonlarca insanın ölümü, bizi neredeyse bir hava cereyanından daha az rahatsız eder." - Yalanan Zaman

Tuğçe idolümsün :) Ben korkudan daha elime alamamışken sen bitirdin bile :)

Tuğçe wrote: "Bitti :( Bittiğine üzülerek bıraktım elimden son kitabı. İlk 2 kitabı yıllaaar önce okumustum, belki onlara geri dönerim diye teselli ediyorum kendimi. Kocaman bir eser, okumak için bile ne kadar u..."

Ben iki yıla yayarak okumuştum Tuğçe ve Yakalanan Zaman'ı bitirdikten sonra bir süredir birlikte olduğum, yediğim içtiğim ayrı gitmeyen bir arkadaşımdan ayrılmış gibi hissetmiştim. Okumayı hep özlediğim bir seri, topyekun yeni baştan sırayla okumak gibi bir planım yok (en azından yakın gelecekte) ama bu aralar Mahpus ve Albertine Kayıp 'ın sayfaları arasında uzun uzun bi' gezinesim var.

Zeynep korkma bence sen çok keyif alacaksın. Bak Ülkü de yazmış, çoğu kişi geri dönmek istiyor :)

Başlığı canlandırmak amacıyla Guermantes Tarafı’nda en beğendiğim bir kaç alıntıyı paylaşmak istedim;

“Bizler bir dünyada hisseder, başka bir dünyada düşünür ve adlandırırız; iki dünya arasında bir uyuşma sağlayabilir, ama aradaki mesafeyi kapatamayız.” s:45

“Hissettiklerimizi daima gizlemeye kararlı olduğumuz için, ne şekilde ifade edeceğimizi hiç düşünmeyiz.” s:181

“Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir.” s:219

“İnsanların birçoğu pek şerefli değildir, ama bunu ya bilmeyiz ya da aldırmayız.” s:335

Eğer 1000kitap hesabı olan arkadaşlar varsa, daha fazla alıntı paylaştığım hesabımdan da takipleşebiliriz ( https://1000kitap.com/tugbaox ). Herkese iyi okumalar dilerim :)

Seriye cicek acmis genc kizlarin golgesinde ile devam ediyorum, burada anlaticinin yas almis olmasi ile anlatim daha agirbasli gibi ki cok hosuma gitti dogrusu... Sayfa 17’den: ‘Boyle bir temsilden bekledigim, sadece sonraki istirabin yok edebilecegi bir zevk olsaydi, hastalanma korkusu beni durdurabilirdi. Oysa benim -tipki cok arzuladigim Balbec ve Venedik yolculuklari gibi- bu matineden bekledigim, zevkten bambaska bir seydi; benim yasadigim dunyadan daha gercek bir dunyaya ait gercekleri gostermesini bekliyordum; bu gerceklere bir kez ulastiktan sonra, benim bos hayatimin onemsiz olaylari, bedenime aci verseler bile, onlari elimden alamazdi. Temsil sirasinda alacagim zevk, olsa olsa bu gercekleri algilamak icin gerekli bir bicim olabilirdi benim gozumde; bu yuzden de, tek istegim, ongorulen rahatsizligimin oyun bitmeden baslamamasi, alacagim zevki bozmamasiydi.

Herkese selam. Yedi kitaplık Kayıp Zamanında İzinde serisini okuyup her birini Zoom’da tartışmak için bir Whatsapp grubu kurduk. Tempomuz çok hızlı olmayacak, diğer okumalara da fırsat kalması için 2-3 ayda bir kitap bitirip buluşacağız. Swann’ların Tarafı ilk kitabımız. Bize katılmak isteyenleri bekliyoruz 🤗

Arkadaşlar selam, sizinle birlikte Temmuz ayında başladığımız bu yolculuğu ben bugün bitirdim ve öncelikle motivasyon sağlayan herkese teşekkür ederim.

Son birkaç kitap için buraya yazma imkanım olmadı çünkü Mahpus’un sonlarına doğru kitaptan bağımsız bir okuma motivasyonu kaybetme yaşamıştım. Bu yüzden Mahpus ve Albertine Kayıp benim için biraz keyifsiz geçti fakat iki kitap da serinin mihenk taşlarından bence. Özellikle Albertine Kayıp’taki olaylar ve tamamlanmalar beni oldukça şaşırtmıştı. Bu şaşkınlığım -spoiler vermemek adına bahsetmiyorum- Yakalanan Zaman’daki sonuçlanmalarla da devam etti.

Yaklanan Zaman’ın ikinci yarısı bütün bir seriyi ve Zaman’ı o kadar güzel toparlamış, anlatmış ve sonuçlandırmış ki… Okurken çok büyük keyif aldım. Özellikle Proust’un sanat ve edebiyatla ilgili söylediği cümleler beni çok etkiledi. Bir de kitabı cidden “kapanış” olarak yazdığı yerler bende sevdiğim birine veda ediyormuşum hissi yarattı.

Evet göz korkutucu bir seri fakat öyle güzel cümleler, anlatımlar ve düşüncelerle karşılaştım ki bütün bu okumak için verdiğim emeğe ve “Zaman”a değdi. Son olarak da Yakalanan Zaman’dan bir alıntıyla kapatayım yorumumu: “Gerçek kitaplar, aydınlığın ve sohbetin değil, karanlığın ve sessizliğin bir ürünü olmalıdır.”

merhaba, ben birkaç hafta önce swannların tarafına başlarken bu konunun varlığından bihaberdim. hazırlık niyetinde oldukça güzel öneriler var. tamamen hesapsız kitapsız başladım okumaya. sanırım bir süre daha böyle tadını çıkaracağım. daha sonra bu önerilere bir dalarım.
şimdilik, eserin dili ve öznel deneyimleri tablolar, film kesitleri veya bir müziğin dile dolanan nakaratı gibi veren havası oldukça hoşuma gidiyor. klasik bir deyimdir ama okumaya daldığımda zamanı unutup gidiyorum. sonra zaman üzerine düşünüp, hatıralarla ilişkimi irdeliyorum. böyle zamanlarda, zaman genişliyor sanki. ilginç bir eserle karşı karşıya olduğumu hissediyorum.
bir de whatsapp grubunuzda dönen muhabbetleri de merak ediyorum. bakalım :)

Swann'ların Tarafını yıllar önce okumuş, tüm seti almış ve televizyon setinin tam üstüne baş köşeye koymuş ama bir türlü devam etmemiş birisi olarak gruptan tesadüf mesaj alınca artık başlama zamanı dedim..

Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir, Alain de Botton'ı da öneriyorum.

Merhabalar. Alain de Botton’un, “Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir” adlı kitabını Zoom’da konuşmak üzere toplanıyoruz. 19 Eylül Pazartesi, saat 21:00. İlgi duyanlara kapımız açık, bekleriz.

Serinin 4 üncü kitabı Sodom ve Gomorra okuyorum.
Büyükanneye olan özlemlerin anlattığı bölümler yürek burkuyor gerçekten.

100. ölüm yıl dönümü nedeniyle o kadar etkinlik, paylaşım oluyor ki etrafta yeniden bir okuma denemesi mi yapsak? Hatta sinema seven varsa yanına Godard filmleri eklesek.

son yorumdan sonra aradan tam 3 yıl geçmiş. acaba benim gibi seriye başlamaya kararlı birilerini bulabilir miyim merak ettim :)