Martin Bjergegaard's Blog

Ketojenik diyet içerisinde diyeti uygulayan kişilerin düşük miktarda karbonhidrat tüketmesi öneriliyor. Fakat lif tüketimi ile ilgili bir kafa karışıklığı mevcut.

Peki keto diyeti sırasında lif tüketiliyor mu, tüketiliyorsa ne kadar tüketilmeli? Tüm merak edilenleri bu yazımızda cevaplamaya çalıştık.

Lifler kilo vermeye yardımcı mı?

Lif tüketimi hemen hemen tüm diyet programları içerisinde öneriliyor. Aynı zamanda sağlıklı bir yaşam için günlük tüketilmesi önerilen miktarlar 50 yaşından küçük erkekler için 38 gram, kadınlar için 25 gram. 50 yaş üzerindeki erkekler için 30 gram ve kadınlar içinse 20 gram.

Hem kadınların hem de erkeklerin önerilen miktarlarda lif tüketmesinin kilo vermek dışındaki olumlu etkileri şu şekilde:

Sindirim sistemini düzenler ve sindirim sistemi hastalıklarının ortaya çıkmasına engel olur.Hem kabızlığın hem de hemoroid probleminin ortadan kalkmasına yardımcı olur.Kan basıncını düzenler.Kan şekeri seviyelerini dengeler.Kalp hastalıkları riskini azaltır.

Siz de lif tüketimini artırarak daha sağlıklı bir vücuda sahip olmak için ilk adımı atabilirsiniz. Peki lif tüketimi ve ketojenik diyet arasında bir bağlantı var mı?

Ketojenik diyet içerisinde lif tüketiliyor mu?

Tüketilen besinlerdeki toplam lif değeri, net karbonhidratı hesaplarken önemlidir. Ketojenik diyet programları içerisinde tüketilen tüm karbonhidrattan ziyade, net karbonhidrat önemlidir.

Tüketilen lifler toplam karbonhidrattan düşüldüğü zaman net karbonhidrat elde edilir. Yani 10 gram karbonhidrat tükettiğinizde içinde 2 gram lif varsa, tükettiğiniz net karbonhidrat 8 gram olur. Bu yüzden de ketojenik diyet içerisinde lif tüketilmesi önerilmektedir.

Peki lif bakımından zengin olan yiyecekler hangileridir ve ketojenik diyette bu besinlerden hangilerinin tüketilmesi önerilmektedir?

Balık, kümes hayvanları ve biftek gibi etler ile birlikte yumurta,Yeşil yapraklı sebzeler,Toprak üstü sebzeleri,Yemiş ve tohumlar,Avokado ve böğürtlengiller,Sağlıklı sağlar.

Küçük bir araştırma ile söz konusu gruplara hangi besinlerin dahil olduğunu önerebilirsiniz. Eğer bu yiyeceklerden herhangi birine alerjiniz varsa ya da ulaşma imkânınız yoksa, bu durumda ketojenik diyet hapları kullanmak da bir alternatif olabilir.

Erkeklerde testosteron seviyesinin ideal seviyede olması önemli. Çünkü yüksek ya da düşük testosteron seviyeleri bazı sorunlar yaratabilir.

Peki yüksek testosteron seviyesi öldürür mü ve eğer bu mümkünse, ne şekilde gerçekleşir? Tüm merak edilenler yazımızın devamında.

Aşırı testosteron ölüme sebep olur mu?

Erkeklerde testosteron seviyesinin ideal oranda olması büyük önem taşıyor. Çünkü testosteron seviyesinin çok düşük olması ya da çok yüksek olması beraberinde çok daha ciddi sorunları getirebilir.

ABD’de yapılmış olan çalışmalar, yüksek testosteron seviyelerinin tıpkı Alzheimer hastalığında olduğu gibi beyin hücrelerini öldürdüğünü ortaya koymuştur.

Yüksek testosteronun doğrudan ölüme sebebiyet verdiği bir durum olmamakla birlikte, dolaylı olarak ölüme sebebiyle verdiği de biliniyor.

Örneğin testosteron tedavisi alan erkeklerde, aşırı miktarda testosteron alımında kalp krizi gibi sorunların ortaya çıktığı görülmüştür. Aynı zamanda söz konusu durum daha farklı kardiyovasküler durumlara da sebep olabilir.

Testosteronun dolaylı yoldan ölüme sebebiyet verebileceği bir başka durum uykuda nefes darlığı yaşanmasıdır. Aşırı testosteron alan erkeklerde uykuda nefes darlığına bağlı olarak ölüm gerçekleşebilir. Bu elbette çok nadir gerçekleşir ve testosteronun çok yüksek seviyede olduğu durumlar için geçerlidir.

Bu yüzden testosteron seviyesi ideal oranda tutulmalıdır. Vücudunuzdaki testosteron seviyesini ideal oranda tutmak için isterseniz bir doktordan tavsiyeler alabilir, isterseniz de testosteron artırıcı ilaçlar kullanabilirsiniz.

Yüksek testosteron seviyesinin sebep olabileceği sorunlar

Yüksek testosteron seviyesiyle ölüm meydana gelmesi ihtimali oldukça düşüktür. Bununla birlikte yüksek testosteron seviyesinin sebep olabileceği sorunları şu şekilde listeleyebiliriz:

Aşırı agresiflik ya da saldırganlık yaratabilir,Testislerin küçülmesine neden olabilir,Kalbe zarar verebilir,Beyin hücrelerini öldürebilir,Nefes darlığına sebep olabilir.

Erkeklerde söz konusu sorunlar testosteron seviyesinin aşırı yükseldiği durumlarda, nadir olarak ortaya çıkar. Ek olarak testosteron ile ilgili şu ilginç bilgilerden bahsetmek de mümkün:

Testosteron belinizi inceltebilir,Para kazanmak testosteron seviyesinin artmasına neden olabilir,Kazanan ve başarılı erkeklerin testosteron seviyesi artabilir.

Tüm bu bilgilerden hareketle siz de ideal testosteron seviyesine ulaşmak için gerekli adımları atabilirsiniz.

Günümüzde kilo vermek isteyen insanların uygulayabileceği çok sayıda yöntem bulunuyor. Bazı yöntemler yalnızca kulaktan dolma bilgilerden oluşuyorken, bazıları ise gerçekten işe yarıyor.

Peki elma sirkesi kilo vermeye yardımcı mıdır? Kilo vermek için elma sirkesini ne şekilde tüketmek gerekiyor? Tüm cevaplar yazımızın devamında.

Elma sirkesi hakkında bilinmesi gerekenler

Asetik asit, elma sirkesinin ana aktif bileşenidir. Etanoik asit olarak da bilinir, ekşi bir tada ve güçlü bir kokuya sahip organik bir bileşiktir. Asetik kelimesi, sirke için Latince bir kelime olan asetumdan gelmektedir.

Elma sirkesinin yaklaşık %5-6’sı asetik asitten oluşur. Aynı zamanda su ve eser miktarda malik asit gibi diğer asitleri de içerir. Elma sirkesinin kan şekeri seviyesini düşürerek dengelediği bilinmektedir. Bazı insanlar tarafından kilo vermeye yardımcı olması açısından su ile seyreltilerek aç karnına tüketilmektedir.

Elma sirkesinin faydaları

Bazı bilimsel çalışmalar, elma sirkesinin içerisinde bulunmakta olan asetik asidin, çeşitli yollarla kilo kaybını destekleyebileceğini göstermektedir.

Elma sirkesi, kan şekeri seviyelerini düşürür, insülin seviyelerini düşürür, metabolizmayı iyileştirir, yağ depolanmasını azaltır, yağ yakar, iştahı bastırır.

Elma sirkesi nasıl tüketilmelidir?

Elma sirkesi özellikle aç karnına çok daha etkili olmaktadır. 1 kaşık elma sirkesini bir bardağa koyarak üstüne su ilave ederek tüketebilirsiniz.

Elma sirkesini günlük beslenmenize dahil etmenin bazı yolları vardır.

Kolay bir yöntem, salata sosu olarak zeytinyağı ile kullanmaktır. Özellikle yapraklı yeşillikler, salatalık ve domates ile lezzetli olduğunu kanıtlıyor.

Ayrıca sebze turşusu yapmak için de kullanılabilir veya basitçe suya karıştırıp içebilirsiniz.

Tadı sizin tüketemeyeceğiniz kadar sert geliyorsa içerisinde birkaç damla limon sıkabilir ya da tarçın ekleyerek tüketebilirsiniz.

Kilo vermek için elma sirkesi

Kilo vermek için ideal bir doğal besin olan elma sirkesi, saymakla bitmeyen diğer faydaları ile de diyetimize eklememiz gereken sağlıklı bir besin kaynağıdır. Aynı zamanda kilo verme hapları ile birlikte de tüketilebilir.

Elma sirkesi, kalori alımını azaltırken tokluğu artırabilir. 11 kişide yapılan küçük bir çalışmada, yüksek karbonhidratlı bir yemekle sirke tüketen kişilerde yemekten bir saat sonra U daha düşük kan şekeri seviyelerine ulaşıldı. Bunun yanında günün geri kalan kısmında ortalama 200- 275 kalori miktarında daha az kalori tükettiler.

Ketojenik diyet son yıllar çılgınlık derecesinde bir popülarite kazandı. Elbette kilo vermeye gerçekten yardımcı olması bunun en önemli etkeni.

Peki düşük karbonhidrat diyeti olarak da bilinen bu diyet türünde ne kadar karbonhidrat tüketmek ve ne şekilde beslenmek gerekiyor? Tüm merak edilenleri sizler için araştırıp bir araya getirdik.

Ketojenik diyette karbonhidrat tüketimi

Günlük olarak tüketilmesi gereken karbonhidrat miktarı, diyet yapan kişilerin anatomik durumuna ya da altta yatan hastalıklarına göre belirlenir. Fakat normal ve sağlıklı bir insan için ketojenik diyette tüketilmesi gereken maksimum karbonhidrat miktarı günde 50 gramdır.

Ayrıca ketojenik diyet uygulanırken günlük alınması gereken kalorinin besin değerleri ise şu şekilde belirlenmiştir:

Yüzde 60 ila 70 yağYüzde 20 ila 30 proteinYüzde 5 ila 10 karbonhidrat

Tüketilen kalori miktarının bu şekilde olması, vücudu ketosis haline sokacak ve bu şekilde sağlıklı bir kilo verme süreci başlayacaktır. Vücudun ketosis sürecinde olduğunu anlamak için 3 farklı belirtiye bakılabilir. Bu belirtiler şu şekildedir:

Nefesin aseton gibi kokması,İdrar kokusunun farklılaşması,Eczanelerden alınabilecek olan keton ölçer cihazları ile kandaki keton seviyesinin ölçülmesi.

Eğer tükettiğiniz besin değerlerini takip etmek istemiyor fakat yine de bir ketosis moduna girmek istiyorsanız, bu durum ketojenik diyet hapları kullanabilirsiniz.

Ketojenik diyet sırasında tüketebileceğiniz, düşük karbonhidratlı yiyecekler

Ketojenik diyet yaparken beslenme programınızı doğru şekilde ayarlamanız gerekiyor. Standart bir ketojenik diyet programı içerisinde yer alması gereken besinler ise şu şekilde:

İstiridye, midye, ahtapot ve kalamar gibi deniz ürünleri.Tatlı patates, pancar, ıspanak ve brüksel lahanası gibi sebzeler.PeynirAvokadoKümes hayvanları ve taze etYumurtaHindistan cevizi yağıSüzme peynir ve sade yoğurtZeytinyağıKuruyemişler ya da yağlı tohumlar

Tüm bu besinler doyurucu olduğu kadar, düşük karbonhidrat içeren besinlerdir. Aynı zamanda daha sağlıklı bir yaşam için gereklidir.

Eğer bu besinleri tüketmenize engel durumlar varsa ve yine de düşük karbonhidrat diyeti yapmak istiyorsanız, bu durumda ketojenik diyet hapları da kullanabilirsiniz.

Kim yatakta bin kaplan gücünde olmayı istemez ki? Peki bunu belirleyen libidonun seviyesi kaç olmalıdır?

Libido için sayısal bir değer kullanılmaz. Bu nedenle genellikle libido yüksekliği ve düşüklüğü gibi tanımlamalar, libido seviyesini ifade etmek adına kullanılan kavramlardır. Libidonun yüksek olması, cinsel hayatın normal seyrinde devam etmesi için arzu edilen bir durumdur.

Libido için ideal bir seviye var mıdır, ortalama libido seviyesi nedir? Libido düşüklüğü sorunuyla baş etmek için ne yapılmalıdır? Soruların cevabını yazımızda inceledik.

Yüksek libido seviyesi

Libidonun yüksek olması nasıl anlaşılır sorusu, bu kapsamda bir hayli önemli olacaktır. Libido, cinsel arzu ile tanımlanan bir kavramdır. Partnerler arasındaki cinsel ilişkide temel belirleyicilerden biri olan libidonun düşük olması, cinsel isteksizliği beraberinde getirir.

Libido yüksek olduğunda kişi, cinsel birleşmeye çok daha yatkın olur. Bu durum, normal cinsel hayatın devam etmesi anlamına gelir. Testosteron yüksekliği libido yükselmesini de sağlar. Bu nedenle erkeklerde testosteron düşüklüğü, cinsel hayatın olumsuz etkilenmesine sebebiyet verir.

Çeşitli yöntemlerle ulaşılan yüksek libido seviyesi, doğal olarak daha uzun bir seks sunar.

Libido seviyesi kaç olmalıdır?

Daha önce de belirttiğimiz üzere libido seviyesi için sayısal bir değer kullanılamaz. Bu nedenle libido seviyesi kaç olur sorusundan ziyade libido yüksek olmalı mıdır sorusunun cevabını araştırmak gerekiyor.

Libido düşüklüğü, kişinin cinsel anlamda isteksiz olmasına neden olduğu için cinsel birleşmeleri olumsuz bir şekilde etkiler. Bu durum normal cinsel yaşantının sekteye uğramasına sebebiyet verir.

Bu bağlamda, libido çeşitli yöntemlerle yükseltilmelidir. Bazı hastalarda dışarıdan testosteron yüklemesi yapmak libidonun artması noktasında bir tedavi yöntemi olarak kullanılır. Kandaki testosteron seviyesinin erkeklerde 300 ng/dl olması gerekiyor.

Testosteron yüklemesi dışında bazı gıdaların tüketilmesi, libido yükseltici ilaçların kullanılması; libido arttırıcı etkide bulunur.

Libidoyu ortalamada tutmak için ne yapılmalı?

Libidoyu ortalama bir seviyede tutmak için kullanılabilecek bazı yöntemler bulunuyor. Bu yöntemleri genel hatlarıyla şu şekilde sıralayabiliriz:

Avokado, çikolata, peynir, istiridye, omega 3 yağları gibi libido arttırıcı gıdaları tüketin.Gündelik hayatta maruz kaldığınız stresi azaltmaya çalışın.Egzersizleriniz sırasında ağırlık antrenmanları da yapın.Uyku alışkanlıklarınızı düzenleyerek erken saatlerde uyumaya çalışın.Elma suyu, kahve gibi içecekleri tüketin.

Yukarıdaki gibi sıralanabilen hususların her biri, libidoyu yükseltmek için ne yapmalı sorusunun cevapları olarak değerlendirilebilir.

Ortalama libido seviyesi nedir?

Libidonun çok yüksek ve düşük olması, çeşitli sorunların meydana gelmesine neden olabiliyor. Bu nedenle libidoyu ortalama bir seviye tutmak çok önemli. Kişinin cinsel davranışlarını kontrol altına alamaması nemfomani olarak adlandırılır.

Bu durum çoklu ilişkiler, güvensiz seks yapmak, zorlayıcı mastürbasyon gibi durumlara sebebiyet verebilir. Libido azlığı ise cinsel isteksizliğe ve cinsel hayatın olumsuz şekilde seyretmesi gibi sorunlarla baş başa kalmanızı mümkün kılar.

Libidonuzu belirli bir seviye tutmaya özen göstermelisiniz. Aksi takdirde sosyal ve cinsel yaşantınız bu durumdan olumsuz şekilde etkilenebilir.

Cinsel istek artırıcı ilaçlar

Cinsel sağlığınızı düzenlemek için gerekli adımları atmalısınız. Bu noktada laboratuvar testlerinden geçerek güvenirliği kanıtlanmış hapları kullanarak libidonuzu arttırabilirsiniz.

Male Extra

Male Extra, benzersiz formülüyle çok daha etkili ereksiyonlar sağlar. Maksimum bileşenler ile hızlı ve etkili sonuçları mümkün kılar. Daha iyi orgazm sağlayan ilaç, libidonun artmasını ve cinsel yaşantının düzene girmesini olanaklı hale getirir.

Fiyatı inceleVigRX Plus

Libido yükseltici bir diğer ilaç da VigRX Plus’tır. Daha yoğun orgazmlar sağlayan ilaç, libidonun ortalama bir seviye kalmasını sağlar. Cinsel arzuyu güçlendirir, libidoyu arttırır.

Fiyatı inceleMember XXL

Libidonuzu ortalama bir seviye tutmanızı sağlayan ilaçlardan biri olan Member XXL, cinsel performansınızı da arttıracaktır. Yüksek kalitedeki hap, penis kalınlaşmasını sağlayarak seksin çok daha efektif bir hal almasını mümkün kılar.

Fiyatı inceleSonuç

Libidonun ortalama bir seviye bulunması cinsel hayatınız için çok önemlidir. Libidonuzu belirli bir seviye tutmak istiyorsanız eğer, libido arttırıcı ilaçları kullanabilirsiniz. Ayrıca egzersizlere ve sağlıklı beslenmeye de yoğunlaşmalısınız.

Libidonuzu artırmak için takviye kullanmaya karar verdiyseniz muhakkak doktorunuza danışmalı ve sağlığınıza olumsuz etkileri olacak ilaçlardan uzak durmalısınız.

Günlük hayatımızda zayıflamak isteyenler hemen hemen tüm yöntemleri deniyor. Bu amaç uğruna çaba sarf ederken bazen fazla dozda ürün kullanılabiliyor. Küçük miktarlarda tüketilen gıdalar insan sağlığı açısından sorun yaratmayabilir ancak aşırı tüketim ciddi problemleri beraberinde getirebilir.

Peki sağlıklı bir şekilde kilo vermek için hangi gıdaları tüketmeli? Nelere dikkat edilmeli? Ne kadar tüketilmeli? Tüm bu soruların cevaplarını sizler için araştırdık ve bir araya getirdik.

Chia tohumu nedir?

Chia tohumları kilo kaybı için etkili güçlendiricilerdir. Bu küçük tohumlar nane ailesine aittir ve bir süper gıda olarak lanse edilir. Chia tohumlarının barındırdığı protein ve lif oranı çok yüksektir.

Yine içerdiği mineraller, yağlar ve vitaminler açısından sağlığa faydalıdır. Tokluk verir, vücudu besler ve bağırsak fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olur. Ayrıca lipid profilini iyileştiren ve yağ birikimini azaltan antioksidanlarla da yüklüdürler. 

Chia tohumunu suya koyduğunuzda genişler ve kalın jel benzeri bir dış tabaka oluştururlar. Aslında, ağırlıklarının 10 katına kadar su veya başka bir sıvı tutabilirler.Tüketmeden önce daima suya batırılması da önerilmektedir. Chia tohumlarının en iyi yanı, güçlü bir tada veya aromaya sahip olmaması ve bu nedenle herhangi bir yiyeceğe eklenip tüketilebilmesidir.

Kilo kaybı için chia tohumları nasıl etkili olur?

Chia tohumları en etkili kilo verme yöntemleri arasında yer alır. Toksinleri atan, iltihabı azaltan, yağsız kas kütlesi oluşturan ve uzun süre tokluk veren antioksidanlar, protein, sağlıklı yağlar ve diyet lifi bakımından zengindirler. 

Eğer chia tohumu tüketmek yerine daha etkili bir yöntem kullanmak isterseniz, bu durumda güçlü bir alternatif olan kilo verme haplarını kullanabilirsiniz. Kilo verme hapları günümüzde pek çok insan tarafından kilo vermek için kontrollü şekilde kullanılıyor.

Kilo kaybı için chia tohumları ne kadar tüketilmeli?

Günde 5-6 çay kaşığı chia tohumunu sağlıklı kilo verme amacıyla tüketebilirsiniz. Daha yüksek oranda tüketmek zarar verebileceğinden, “hızlı” kilo vermek için bu sınırı aşmadığınızdan emin olun. Ayrıca chia tohumu tüketmeden önce doktorunuza ya da diyetisyeninize danışmanızda fayda var.

Sağlıklı bir bağırsak florasına sahip olmak, sağlıklı yaşamı destekler ve dengeli kilo aralığına gelmeyi kolaylaştırır. Bu nedenle kilo vermek isteyenlerin öncelikle bağırsak sağlığını koruması gerekir.

Peki hangi bağırsak bakterileri zayıflamaya neden olur ve bağırsak sağlığı nasıl korunur? Detaylar bu yazının devamında.

Bağırsak florasının önemi

Sindirim sisteminin en önemli organlarından biri olan bağırsaklar, pek çok kişide ikinci beyin olarak geçer. Bunun nedenlerinden biri içindeki trilyonlarca bakteri ile genel sağlık durumunu yakından etkilemesidir.

Bağırsakta sindirime, bağışıklık sistemine ve metabolizma hızına yardımcı faydalı bakteriler bulunur. Bu bakteri florasının bozulmaması hastalıklara yakalanmama ve ideal kiloya ulaşmada fazlasıyla etkilidir.

Kontrolsüz kilo alma, obezite ve alınan kiloları verememe gibi sorunlar genellikle düzgün bir bağırsak florasına sahip olmamaktan kaynaklanır.

Sağlıksız yaşam koşulları, bağırsaklardaki faydalı bakterilerin yol olmasına ve yerine zararlı bakterilerin gelmesine yol açar. Bu durum da genellikle iştah artışı ve bozuk bir sindirim sistemi gibi sorunlara neden olur.

Bu nedenle kilo vermek için bağırsak sağlığını korumak oldukça önemlidir. Bağırsak florasının korunması genel yaşam şartlarında da iyileşme sağlar.

Bağırsak sağlığını koruma yöntemleri

Dengeli beslenme ve spor, bağırsak sağlığını olumlu şekilde etkiler. Bunların yanı sıra ideal kilo aralığında olmakla bağırsak florası arasında önemli bir ilişki vardır.

Sağlıklı bağırsaklara sahip olmak için besin programının şu şekilde düzenlenmesi gerekir:

Ev yapımı kefir, yoğurt ve ayran gibi protein kaynaklarını tüketmekProbiyotik besleyen ev yapımı sirke ve turşuya diyette yer vermekKilo vermeye destek olan ve uzun süre tok tutan lifli gıdaları diyete eklemekGüvenilir probiyotik takviyeleri almakŞeker ve karbonhidrat tüketimini sınırlandırmakMecbur olmadıkça antibiyotik kullanmamakBağırsak dostu Akdeniz tarzı beslenme alışkanlıkları kazanmakAçık hava yürüyüşü ve doğa gezileri gibi etkinlikleri devamlı yapmakStres kontrolü sağlamak, stres önleyici baharat ve çayları daha sık tüketmek

Bunlara ek olarak kilo vermeye yardım eden sağlıklı ilaçlar da kullanılabilir ve bu şekilde ideal kiloya daha kolay şekilde gelmek mümkün olur.

Testosteron erkekler için olmazsa olmaz hormonlardan biri. Bu yüzden de dengede olması büyük önem taşıyor. Bazı gıda ürünlerini düzenli olarak tüketmek testosteron seviyesinin dengede kalmasına yardımcı oluyor.

Peki Hindistan cevizi yağının testosteron seviyesine olan etkisi nasıl? Hep birlikte inceleyelim.

Hindistan cevizi yağının testosteron ile ilişkisi

Testosteron hormonu erkeklerde kadınlardan 20 kat daha fazla üretilir. Erkeklerde özellikle ergenlik döneminde yoğunlaşan testosteron üretimi, vücutta kıllanmaya, kemiklerin gelişmesine ve cinsel işlevlerin oluşmasına yardımcı olur.

Testosteron üretimi için vücut bir miktar doymuş yağa ihtiyaç duyar. Fakat margarin ya da benzer doymuş yağ ürünleri başka sağlık sorunlarına neden olabileceği için bu amaçla tüketilmemelidir.

İşte burada devreye margarin gibi zararları olmayan ama bir yandan da testosteron seviyesini artırmaya yardımcı olan Hindistan cevizi yağı girer.

Yapılan araştırmalar özellikle alkole bağlı olarak testosteron seviyesi düşen erkeklerin, Hindistan cevizi yağı tüketerek testosteron seviyesini artırabileceğini göstermiştir.

Aynı zamanda Hindistan cevizi yağı yalnızca testosteron seviyesini yükseltmekle kalmamış, bir yandan da alkol tüketimine bağlı olarak ortaya çıkan sorunların iyileşmesine de yardımcı olmuştur.

Hindistan cevizi yağının testosteron artırıcı ilaçlar ile birlikte kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Ayrıca Hindistan cevizi yağı düzenli olarak tüketildiğinde testosteron seviyesini artıracağı için kemik ve kas gelişimine de yardımcı olacaktır.

Hindistan cevizi yağının diğer faydaları

Hindistan cevizi insan sağlığı açısından son derece önemli. Testosteron seviyesinin artırılmasına yardımcı olarak büyük bir sorunu ortadan kaldırıyor. İnsan sağlığı açısından önemli olduğu gösteren diğer faydaları ise şu şekilde:

Alzheimer ya da epilepsi hastalığından kaynaklı olarak ortaya çıkan belirtileri hafifletir,Diyabet riskini hafifletir ve ortaya çıkan etkileri minimuma indirir,Yüksek kolesterolün düşürülmesine yardımcı olur,Diş sağlığının korunması açısından etkilidir,Cildi besler ve onarır,Saçların daha sağlıklı olmasına yardımcı olur,Kemik gelişimi açısından faydalıdır,Bağışıklık sistemini güçlendirir ve metabolizmayı hızlandırır,Sindirim sistemi problemlerinin giderilmesine yardımcıdır.

Siz de tüm bu faydaları görmek isterseniz, beslenme alışkanlıklarınız içerisinde Hindistan cevizi yağını yerleştirebilirsiniz.

Testosteron seviyesinin yüksek olması ya da düşük olması hastalıklara sebep olabilir. Bu yüzden ideal seviyede tutulması önemlidir. İdeal seviyeyi etkileyen faktörlerden biri de iç çamaşırı.

Peki iç çamaşırı giymenin testosteron seviyesine olan etkisi nasıl? Haydi gelin bunu birlikte inceleyelim.

Yanlış iç çamaşırı seçiminin yaratabileceği sorunlar

Uzmanlar erkekler için doğru iç çamaşırını seçmenin hem genel sağlık hem de cinsel sağlık açısından önemli olduğunu düşünüyor. Yanlış iç çamaşırı seçiminin oluşturabileceği en temel sorunlar cilt sorunları. Bunun dışında şu sorunların ortaya çıkması da olasıdır:

Cildin yeterinde hava almamasından kaynaklanan kasık mantarıYürürken ya da spor yaparken sürtünmeye bağlı gelişen kızarıklık ve yaraTestisin kan kaynağının kesilmesi ile birlikte şişme ve şiddetli ağrıTerleme ve hava almamaya bağlı olarak gelişen rahatsız edici koku

Bunlar elbette her zaman karşılaşılmayan, nadir sorunlar. Fakat yine de önlem olması amacıyla iç çamaşırı seçimini  doğru şekilde yapmak gerekiyor.

İç çamaşırı testosteron seviyesine etki ediyor mu?

Testosteron seviyesi erkeklerde yaş ilerledikçe azalır. Fakat genç yaşlarda da başka sorunlara bağlı olarak testosteron seviyesinde düşüş meydana gelebilir. Bu düşüşün sebeplerinden biri yanlış iç çamaşırı seçimidir.

Vücudunuza düzgün şekilde oturmayan, testislerinize baskı uygulayan iç çamaşırları, testosteron seviyesinin düşmesine neden olabilir. Aynı şekilde bu durum sperm sayısının düşmesine de neden olur.

Doğru iç çamaşırı seçimi nasıl olmalıdır?

Polyamid ya da naylon kumaşların nem emici özelliği bulunmaktadır. Bu yüzden de terlemeye bağlı olarak gelişen sorunları ortadan kaldırırlar.

Hava alabilen kumaşlar içeride bir hava sirkülasyonu yarattığı için terlemeye engel olurlar. Aynı zamanda esnek oldukları için sürtünmeye bağlı gelişen sorunlar da meydana gelmez. Bu yüzden daha esnek, hava alabilen ve nem emici iç çamaşırları tercih edilmelidir.

Elbette iç çamaşırının testosteron seviyesine olan etkisi tükettikleriniz kadar değildir. Elbette doğru iç çamaşırı seçimi yapın ama testosteron seviyesini artırmak için spor yapmak ve sağlıklı beslenmekten de geri durmayın.

Dilerseniz testosteron seviyesinin düşük olduğu durumlarda testosteron artırıcı ilaçlar kullanabilirsiniz.

Ketojenik diyet oldukça popüler ve işe yarayan bir diyet programı olmakla birlikte, bazı yan etkileri de mevcut. bu yan etkiler arasında en can sıkıcı olanlardan biri de tansiyon düşmesi.

Peki ketojenik diyet sırasında tansiyon neden düşer ve başka ne gibi yan etkiler görülebilir? Hep birlikte bakalım…

Ketojenik diyetin yan etkileri nelerdir?

Ketojenik diyet etkisini göstermeye başladığında bazı yan etkiler hissedilmesi normaldir. Bu durum keto gribi olarak da adlandırılır.

Düşük karbonhidratlı bir diyet olan keto diyetinde vücudun bu yeni düzene uyum sağlaması zaman alır. Bu süreçte ortaya çıkan etkiler bazı insanlarda hafif ve bazılarında ağırken, bazı insanlarda ise hiçbir zaman ortaya çıkmayabilir.

Yan etkiler genellikle ketojenik diyete yeni başlamış olan bireylerde görülür. Yaklaşık olarak bir hafta süren bu belirtiler arasında öne çıkanları şunlardır: Mide bulantısı ve kusma, ishal ya da kabızlık, kas krampları, baş ağrısı ve baş dönmesi, karın ve kas ağrısı, odaklanmada zorluk çekme, uyku problemleri, sürekli tatlı isteği, kas krampları.

Bu belirtilerden yalnızca bazıları ortaya çıkabileceği gibi, hepsinin bir arada görünmesi ihtimali de vardır. Tansiyon düşmesi de günlük yaşamı olumsuz etkileyen yan etkilerden biridir.

Tansiyon düşmesi de dahil olmak üzere bu belirtilerin ortadan kaldırılması, diyet programlarının düzgün şekilde ayarlanması ile mümkün olabilir. Aynı zamanda ketojenik diyet yapmak istemeyen ama ketosis moduna girmek isteyenler de keto diyeti hapları kullanmayı tercih edebilir.

Ketojenik diyette tansiyon neden düşer?

Alınan karbonhidrat miktarı düşük olduğu için, vücudun enerjisi düşmeye başlar ve ihtiyaç duyulan enerji glikoz yerine ketonlar yakılarak elde edilir. Söz konusu durum aynı zamanda vücutta bir şok etkisi yaratır ve bu şok etkisi tansiyonun düşmesine neden olabilir.

Bu durumun önüne geçmek için yapılabilecekler ise şu şekilde:

Bol su için,Yoğun egzersizler yapmayın,Vitamin ve mineral takviyesi alın,Dengeli ve yeteri kadar uyuyun,Daha az kafein alın,Ortam ışığını azaltın,Düzenli olarak duş alın.

Tüm bu önlemler sizi keto gribi etkilerinden kurtaracaktır.